Maria Montessori, dil eğitimini ve matematiksel zihnin geliştirilmesini eğitimde odak nokta olarak görür.

Dile hakim olmak, çocuğun işitme ve konuşma potansiyeline bağlıdır. Maria Montessori bilinçaltında dili öğrenebilmenin emici zihnin bir sonucu olduğunu düşünür.

Dille ilgili iki odak nokta vardır :
– Dili işiten merkez
– Dili şekillendiren merkez

Bu iki nokta fiziksel ve mental olarak farklı zamanlarda gelişirler. İlk önce dili işiten merkez gelişirken, daha sonra dili şekillendiren merkez gelişir.

Montessori dönemin genel inancının aksine okumanın, yazmayı öğrendikten sonra çok daha kolay öğrenildiğini keşfetmiş ve daha sonra ele alınması gereken bir çalışma olduğunu belirtmiştir.

Bu durumda dil gelişimi için materyaller öncelikli yazmaya, daha sonra okumaya yönelik olarak belirlenir.

– Resimli kelime kartları ile çocuğa yeni kelimeler kazandırılabilir,
– Günlük hayat ve duyu materyalleri kullanılarak parmaklarını güçlendirme çalışmaları yapılabilir,
– El bileğinin hareketlendirilmesi için aktiviteler oluşturulabilir,
– Çizim ile çocuğun kalem kullanmaya yönelik el becerisi artırılabilir, kalıplar ve renkli kalemler kullanılabilir,
– Dokunsal harfler ile motor becerileri gelişirken, dokunsal olarak harflerin zihne kaydedilmesi sağlanabilir. Kabartma harfler bu aktivite için kullanılabilir.